Başkan Mesajı

İnsanlık tarihinde temel taşlardan biridir hububatın evcilleştirilmesi. Böylece atalarımız avcı toplayıcılıktan yerleşik düzene geçmiş ve ilk medeniyetlerin temeli bu gelişmeyle atılmıştır. İhtiyaçtan fazlasının üretilmesiyle başlayan zahire ticareti de muhtemelen ilk evcil hububatın yetiştirildiği M.Ö.9000′ li yıllara yani Neolitik Devrim’e uzanan, dünyadaki en eski mesleklerden biridir. Ne mutlu bize ki insanlığın medeniyeti kurmasını sağlayan çok önemli işlerden birini yapıyoruz, üstelik yeryüzünde ilk evcil buğday ve arpanın yetiştirildiği topraklarda.

Dünya piyasaları ne kadar baş döndürücü bir hızla değişse ve karmaşıklaşsa da, zahire tüccarlığı bütün bu değişimlere meydan okuyarak, tabiata yakın, yalın bir meslek olma özelliğini sürdürüyor. Ortalama bir insan ömrü karmaşık değişimlere sahne olup; insanoğlu sürekli yeni ekolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik şartlara uyum sağlamaya çalışırken, binlerce yıldan beri insanların beslenmesinde çok önemli rol oynayan bu kadim mesleğin değerinden hiç bir şey yitirmeden kendini koruması ne güzel.

Her ne kadar farklı siyasal görüşler, inançlar, sosyal gerçekliklerden gelsek de biz aynı insanlık ailesinin birer parçasıyız. Birbirine zıt görünen kısa vadeli çıkarlar, resmin tamamına bakıldığında önemini yitiriyor ve aslında tüm insanlığın faydasının temelde ortak olduğu ortaya çıkmıyor mu? Oysa yaşam boyu din, dil, ırk, inanç, cinsiyet ve daha pek çok farklılığın ördüğü sahte duvarlarla birbirimizden ayrılır ve zaman zaman çatışırız. İşte senelerden beri hububat ticareti ile uğraşan bir kişi olarak Türkiye’nin dört bir yanından çok farklı kültür ve gelenekten gelen insanla çalışmam, yaşadığımız kutuplaşma ve ayrılıkların gerçek olmadığını kanıtladı bana; buğday pazarlıklarında insanca kaygılarımız, korkularımız, umutlarımız ve sevinçlerimizin ortak olduğunu, bundan sonra da olacağını tekrar keşfettim.

Bana bu zengin yaşam tecrübesini kazandıran mesleği yapan insanlarla aynı ailede bulunmak, üstelik bir kadın olarak belki de en geleneksel, ataerkil mesleklerden biri için kurulmuş “Hububat Tedarikçileri Derneği” başkanlığını üstlenmek beni onurlandırıyor.

Hızla artan dünya nüfusu gıda güvenliğiyle ilgili kaygıları arttırırken insan beslenmesinde hububat tedariğinin önemi de giderek artıyor. Ümit ederim ki gelecekte sektörümüzde faaliyet gösteren firmalar, sermaye güçlerini arttırıp, uluslararası rekabet şartlarına uyum sağlayarak ülkemiz insanlarının beslenmesinde kendilerine düşen görevi layıkıyla yerine getireceklerdir.

GÜLFEM EREN
Hubuder Yönetim Kurulu Başkanı

YUKARI